Bakan Pakdemirli: Brusella, şarbon ve veba aşılarının bedelini almayacağızMANİSA ziyareti kapsamında Kula ilçesinde muhtarlarla bir araya gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, hayvan sağlığının insan sağlığı kadar önemli olduğunun altını çizerek,"Sığır brusella, koyun, keçi brusella, şarbon ve veba aşılarının aşı bedelini bundan sonra inşallah almayacağız. Ayrıca tüberkülin testinin bedeli de yetiştiricilerimizden alınmayacak. Bu aşıların sadece uygulama ücretleri alınacak. Aşı bedellerinin alınmaması ile birlikte aşılama oranlarının artacağına inanıyoruz. Hastalıktan gelen verim kayıplarının böylelikle önleneceğini düşünüyoruz" dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Manisa programı kapsamında Kula ilçesinde bir dizi temasta bulundu. Program kapsamında Bakan Pakdemirli'ye Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, AK Parti Manisa Milletvekili Semra Kaplan Kıvırcık, AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur, ve partililer eşlik etti.
Bakan Pakdemirli, hayvan sağlığının insan sağlığı kadar önemli olduğuna dikkat çekerek, "Brusella ve koyun, keçi veba hastalıkları ile ilgili çalışmaları an itibariyle başlattığımızın müjdesini vermek istiyorum. Sığır brusella, koyun, keçi brusella, şarbon ve veba aşılarının aşı bedelini inşallah bundan sonra almayacağız. Ayrıca tüberkülin testinin bedeli yetiştiricilerimizden alınmayacak. Bu aşıların sadece uygulama ücretleri alınacak. Aşı bedellerinin alınmaması ile birlikte aşılama oranlarının artacağına inanıyoruz. Hastalıktan gelen verim kayıplarının önleneceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
'MUHTARLAR BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
Kula'da olmaktan mutluluk duyduğunu belirten Bakan Pakdemirli, "Baba ocağında sizlere kavuşmuş olmaktan dolayı bugün ayrı bir enerjiyle karşınızdayım. Bugün Şehzadeler Diyarı Manisa'da, Kula ilçesindeyiz. Kula hem verimi hem hayvancılığıyla son derece güzel bir ilçemiz. Ankara'da daha fazla muhtarımızı görmek istiyoruz. Bakanlığımıza uğrayıp beni görmemiş muhtarımız azdır. Başta Cumhurbaşkanımız muhtarlara çok önem veriyor. Muhtarlar bizim için çok önemli. Muhtarlarımız, köylerinin, mahallelerinin kanaat önderleridir. Muhtarlarımız ne derse o olur. Halkımızın çoğu bu kanaat önderlerimizin fikirlerini takip eder. Muhtarlarımız, kendi köylerinde Cumhurbaşkanlarının bir temsilcisidir. Problemlerinizi mutlaka bizlere aktarın. Ankara'ya zaman zaman uğradığınızı biliyorum. Uğradıkça da mutlaka yanımıza gelin" dedi.Bazı ekonomik dalgalar olduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli, şöyle konuştu"Bunlar olmaya devam da edebilir. Bunlar tüm dünyanın yaşadığı meselelerdir. Gelişmiş ülkelerde dahi enflasyonun 5-6 misline çıktığını gördük. Tüm dünyada gıda kuyrukları gördük. Dünyada her şeyin fiyatlarının arttığını gördük. İnşallah pandemi ile ilgili riskler ortadan kalkar. Riskler kalkarken ben dünyada normalleşmeye gideceğimizi düşünüyorum. Pandemiye bağlı risklerle beraber ülkede bir de kuraklık yaşadık. 2020 yılında Türkiye'de 126 milyon tonluk rekor bitkisel üretim yaptık. Geçen yıl kuraklığın etkileriyle 118 milyon tona düştük. Pandeminin, kuraklığın etkisi ve fiyatların dalgalanmasının piyasada etkileri oldu. Rahmetli Süleyman Demirel'in bir lafı vardı, 'Yağmur yağarken ben ıslanmam diyemezsin' diye. Dünya bir musibetin ortasında kalmıştır"'ÇİFTÇİ BUNDAN SONRA DA ZARAR ETMEYECEK'Çiftçi, üretici, besici, yetiştiriciyi koruma gayretinde olduğunu ifade eden Bakan Pakdemirli, "Çiftçimize zarar ettirmedik. Bundan sonrasında da ettirmeyeceğiz. Maliyetlerin çok arttığının farkındayız. Girdi maliyetlerinin, gübrenin, mazotun arttığının farkındayız. Bu sene 26 milyar dolara yaklaşan bir tarımsal destek bütçemiz var. Bunun ötesinde ne yapabiliriz onu da ilgili kurumlarımızla çalışıyoruz. Geçen yıl nasıl çiftçimiz zarar etmediyse bu yıl da inşallah öyle olacak. AK Parti döneminde desteklerin çok arttığı, müdahale alımlarının olmadığı veya sınırlı olduğu bir dönem yaşadık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle desteği arttırarak çiftçimizi memnun etme gayretinde olduk" 'SUYA MÜCEVHER GİBİ DAVRANILMALI'Suyun önemine değinen Bakan Pakdemirli, "Kula'da gölet projeleri var. Kula'da pozitif ayrımcılığımız var. Kula ne diyorsa o olacak. Biz Kula'nın emrindeyiz. Devlet Su İşleri Genel Müdürüme talimat verdim. Projelerin sene sonuna kadar bitirilmesi için gayret içinde olacağız. Su olmayınca tarım olmuyor. O nedenle mutlaka Kulamızı daha fazla suyla buluşturmamız gerekiyor. Bundan sonra kuraklık yeni normalimiz. Yağışlarımız daha azalacak. Bunun üstesinden gelmenin ana yolu daha fazla depolamak. Bunları ileriye yönelik yapmamız lazım. Suya mücevher gibi davranmamız lazım. Bir damla suyu tasarruf etmenin yolunu bulmamız lazım. Sektör olarak suyun 4'te 3'ünü biz harcıyoruz. Bunu mutlaka geleceğe yönelik tasarruflu kullanmanın yıllarını bulmamız lazım. Biz gerekli tedbirlerimizi aldık eylem planımızı sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı. Bizlerin temsilcisi olan sizlerin de bu konuya ehemmiyet göstermesi lazım" dedi."Bana göre muhtarlar Cumhurbaşkanımızın temsilcisidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde de muhtarlarımızın önemi ön plana çıkmıştır. Cumhurbaşkanımıza eski Türkiye'de 'Muhtar bile olamaz' demişlerdi. Şimdi Cumhurbaşkanımız bir dünya lideri olarak, dünyanın en önemli ülkelerinden birinin yöneticisidir. Ama biz muhtarlarımızı hiçbir zaman böyle görmedik. Biz muhtarlarımızı hep kendimize eş, eşdeğer gördük. Her gün binlerce kişinin arasına giriyoruz. Birisi 'Ben muhtarım' dediği anda yürüyorsam, ben hemen duruyorum. 'Bizden bir talebin var mı?' diyorum. Bardağın dolu tarafına bakıp pozitif gündem oluşturmak gerekiyor. Herkes eğer kendi evinin önünü süpürürse Türkiye'de bir problem kalmaz." HABER MERKEZİ
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Manisa programı kapsamında Kula ilçesinde bir dizi temasta bulundu. Program kapsamında Bakan Pakdemirli'ye Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, AK Parti Manisa Milletvekili Semra Kaplan Kıvırcık, AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur, ve partililer eşlik etti.
Bakan Pakdemirli, hayvan sağlığının insan sağlığı kadar önemli olduğuna dikkat çekerek, "Brusella ve koyun, keçi veba hastalıkları ile ilgili çalışmaları an itibariyle başlattığımızın müjdesini vermek istiyorum. Sığır brusella, koyun, keçi brusella, şarbon ve veba aşılarının aşı bedelini inşallah bundan sonra almayacağız. Ayrıca tüberkülin testinin bedeli yetiştiricilerimizden alınmayacak. Bu aşıların sadece uygulama ücretleri alınacak. Aşı bedellerinin alınmaması ile birlikte aşılama oranlarının artacağına inanıyoruz. Hastalıktan gelen verim kayıplarının önleneceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
'MUHTARLAR BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
Kula'da olmaktan mutluluk duyduğunu belirten Bakan Pakdemirli, "Baba ocağında sizlere kavuşmuş olmaktan dolayı bugün ayrı bir enerjiyle karşınızdayım. Bugün Şehzadeler Diyarı Manisa'da, Kula ilçesindeyiz. Kula hem verimi hem hayvancılığıyla son derece güzel bir ilçemiz. Ankara'da daha fazla muhtarımızı görmek istiyoruz. Bakanlığımıza uğrayıp beni görmemiş muhtarımız azdır. Başta Cumhurbaşkanımız muhtarlara çok önem veriyor. Muhtarlar bizim için çok önemli. Muhtarlarımız, köylerinin, mahallelerinin kanaat önderleridir. Muhtarlarımız ne derse o olur. Halkımızın çoğu bu kanaat önderlerimizin fikirlerini takip eder. Muhtarlarımız, kendi köylerinde Cumhurbaşkanlarının bir temsilcisidir. Problemlerinizi mutlaka bizlere aktarın. Ankara'ya zaman zaman uğradığınızı biliyorum. Uğradıkça da mutlaka yanımıza gelin" dedi.Bazı ekonomik dalgalar olduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli, şöyle konuştu"Bunlar olmaya devam da edebilir. Bunlar tüm dünyanın yaşadığı meselelerdir. Gelişmiş ülkelerde dahi enflasyonun 5-6 misline çıktığını gördük. Tüm dünyada gıda kuyrukları gördük. Dünyada her şeyin fiyatlarının arttığını gördük. İnşallah pandemi ile ilgili riskler ortadan kalkar. Riskler kalkarken ben dünyada normalleşmeye gideceğimizi düşünüyorum. Pandemiye bağlı risklerle beraber ülkede bir de kuraklık yaşadık. 2020 yılında Türkiye'de 126 milyon tonluk rekor bitkisel üretim yaptık. Geçen yıl kuraklığın etkileriyle 118 milyon tona düştük. Pandeminin, kuraklığın etkisi ve fiyatların dalgalanmasının piyasada etkileri oldu. Rahmetli Süleyman Demirel'in bir lafı vardı, 'Yağmur yağarken ben ıslanmam diyemezsin' diye. Dünya bir musibetin ortasında kalmıştır"'ÇİFTÇİ BUNDAN SONRA DA ZARAR ETMEYECEK'Çiftçi, üretici, besici, yetiştiriciyi koruma gayretinde olduğunu ifade eden Bakan Pakdemirli, "Çiftçimize zarar ettirmedik. Bundan sonrasında da ettirmeyeceğiz. Maliyetlerin çok arttığının farkındayız. Girdi maliyetlerinin, gübrenin, mazotun arttığının farkındayız. Bu sene 26 milyar dolara yaklaşan bir tarımsal destek bütçemiz var. Bunun ötesinde ne yapabiliriz onu da ilgili kurumlarımızla çalışıyoruz. Geçen yıl nasıl çiftçimiz zarar etmediyse bu yıl da inşallah öyle olacak. AK Parti döneminde desteklerin çok arttığı, müdahale alımlarının olmadığı veya sınırlı olduğu bir dönem yaşadık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle desteği arttırarak çiftçimizi memnun etme gayretinde olduk" 'SUYA MÜCEVHER GİBİ DAVRANILMALI'Suyun önemine değinen Bakan Pakdemirli, "Kula'da gölet projeleri var. Kula'da pozitif ayrımcılığımız var. Kula ne diyorsa o olacak. Biz Kula'nın emrindeyiz. Devlet Su İşleri Genel Müdürüme talimat verdim. Projelerin sene sonuna kadar bitirilmesi için gayret içinde olacağız. Su olmayınca tarım olmuyor. O nedenle mutlaka Kulamızı daha fazla suyla buluşturmamız gerekiyor. Bundan sonra kuraklık yeni normalimiz. Yağışlarımız daha azalacak. Bunun üstesinden gelmenin ana yolu daha fazla depolamak. Bunları ileriye yönelik yapmamız lazım. Suya mücevher gibi davranmamız lazım. Bir damla suyu tasarruf etmenin yolunu bulmamız lazım. Sektör olarak suyun 4'te 3'ünü biz harcıyoruz. Bunu mutlaka geleceğe yönelik tasarruflu kullanmanın yıllarını bulmamız lazım. Biz gerekli tedbirlerimizi aldık eylem planımızı sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı. Bizlerin temsilcisi olan sizlerin de bu konuya ehemmiyet göstermesi lazım" dedi."Bana göre muhtarlar Cumhurbaşkanımızın temsilcisidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde de muhtarlarımızın önemi ön plana çıkmıştır. Cumhurbaşkanımıza eski Türkiye'de 'Muhtar bile olamaz' demişlerdi. Şimdi Cumhurbaşkanımız bir dünya lideri olarak, dünyanın en önemli ülkelerinden birinin yöneticisidir. Ama biz muhtarlarımızı hiçbir zaman böyle görmedik. Biz muhtarlarımızı hep kendimize eş, eşdeğer gördük. Her gün binlerce kişinin arasına giriyoruz. Birisi 'Ben muhtarım' dediği anda yürüyorsam, ben hemen duruyorum. 'Bizden bir talebin var mı?' diyorum. Bardağın dolu tarafına bakıp pozitif gündem oluşturmak gerekiyor. Herkes eğer kendi evinin önünü süpürürse Türkiye'de bir problem kalmaz." HABER MERKEZİ